Hayatın Her Alanında Aptallıktan Kaçınmanın Gücü
Son dönemlerde aslında tam olarak konunun Stoacı temellerini de bilmedikleri hissedilebilen “uzmanlar” yeni bir buluş gibi negatif görselleştirmeyi her yerde öneriyor. Hatta Youtube’da karşılaştığım bir örnek, hakkında konuştuğu terimin tam adını bilmiyor ve neredeyse bu anlattığı konu başlığının kendisi tarafından bulunduğunu ima ediyordu. Halbuki tersine çevirme Stoacı döneme kadar inen, üzerine binlerce yazı yazılmış temel felsefe konularından bir tanesi. Aslında burada o Youtube videosunun linkini vermem gerekir fakat uğraşmak istemiyorum. Hayat uzman görünümlü bilgi yoksunlarına ve egolu insanlara çaba harcamaya değmeyecek kadar kısa. Neyse biz devam edelim.
Felsefe ve bilişsel bilimin tarihsel kayıtlarını araştırmak, kökleri Stoacı geleneğe dayanan tersine çevirme uygulamasının zengin ve kalıcı bir geçmişe sahip olduğunu zaten ortaya koyar. Kökenleri binlerce yıl öncesine, Marcus Aurelius, Epictetus ve Seneca gibi aydınların da aralarında bulunduğu büyük Stoacı filozoflara kadar uzanmaktadır. Stoacı çerçevede bu bilişsel egzersiz, kötülüklerin önceden tasarlanması anlamına gelen “premeditatio malorum” olarak adlandırılmıştır. MS 63-65 dönemi gibi Stoacı filozoflar, çeşitli durumlarda olası en kötü sonuçları öngörmek, dayanıklılığı ve hazırlığı teşvik etmek için bu uygulamayı yapmışlardır.
Seneca’nın titiz “tefekkürü”, ister zihinsel ister yazılı olsun, derin bir tekniği ortaya çıkarır – “safkan” tersine çevirme sanatı. Dizginlenemeyen iyimserliğin cazibesine kapılmaktansa, Seneca planlarını metodik bir şekilde gözden geçirmiş, bu da yolculuk hazırlıklarında kendini göstermiştir. Bu entelektüel egzersiz, salt kötümserliğin ötesine geçerek, hırslarını engelleyebilecek kaçınılmaz aksaklıklara karşı stratejik bir hazırlığı temsil eder- fırtınanın kaprisleri, gemi kaptanının acizliği ya da korsanların yaklaşan tehdidi gibi…
Seneca’nın yaklaşımıyla örneklenen Stoacı felsefe, böylesi titiz bir öngörünün kaderci bir kötümserlik değil, varoluşun kaprisli doğasına karşı kişinin psikolojik direncini güçlendirmek için stratejik bir manevra olduğu fikrini ileri sürer. Bu Stoacı bakış açısı, dış güçlere teslim olmak yerine, beklentileri yönetmenin ve her girişimin işletme okullarında yayılan teorik paradigmalara göre gelişmeyeceği gerçeğini benimsemenin önemini vurgulamaktadır.
Stoacılık, gerçek dünya deneyimlerinin öngörülemeyen arazisinde gezinirken değerli bir ders verir- yetki sahibi olmak başarıyı garanti etmez. Stoacı Ethos, dünyanın dış etkenlere tabi olduğu ve her arayışın akademik çerçevelerde öngörülen düzgün yörüngeyi izlemediği gerçeğinin altını çizer. Hayatta kesin olan tek şeyin gidişatın belirsizliği olduğunu kabul ederek, beklenmedik durumlara karşı psikolojik hazırlığı över. Haksızdı diyebilir misiniz?
Yenilgici bir tutumu savunmaktan uzak olan Stoacı felsefe, bireyleri kaderlerinin aktif mimarları olarak konumlandırır. Bu bilişsel stratejinin temel taşı olan beklenti, yaşamın belirsiz labirentinde gezinmek için en önemli araç olarak ortaya çıkar. Stoacılık, engellerin öngörülmesinin bir kötümserlik habercisi değil, ortaya çıkabilecek potansiyel sıkıntılara karşı kendini güçlendirmek için pragmatik bir yaklaşım olduğunu iddia eder.
Varoluşun büyük anlatısında, Seneca’nın pragmatik duruşuna göre, havada kaleler inşa etmek cazip ama nihayetinde nafile bir çabadır. Stoacı felsefe, yaratıcı enerjilerin somut, gerçek yaşam arayışlarına yönlendirilmesini teşvik eder. Zihinde ütopik senaryolar kurmanın cazibesi tatmin edici olsa da, Stoacı yaklaşım bu tür çabaların beyhudeliğinin altını çizer ve bandajları yırtıp atmanın verdiği rahatsızlıkla bir benzetme yapar.
Beklentinin yol gösterici bir ilke olmasıyla, bireyler paha biçilmez bir zaman hediyesi kazanırlar- savunmalarını yükseltmek, engelleri aşmak ve önlerindeki zorluklar ya da zaferler için zihinsel olarak güçlenmek için geçici bir tampon. Kökleri Stoacı tersine çevirme geleneğine dayanan hem başarısızlığa hem de başarıya yönelik bu incelikli hazırlık, bireyleri hayatın karmaşık denizlerinde dirençli gezginler olarak konumlandırır; bu da benim için bu “kadim” bilişsel stratejilerin sürekli gelişen modern dünyamızdaki kalıcı geçerliliğinin bir kanıtıdır.
Tersine çevirmenin evrimi antik felsefenin ötesine uzanır ve Carl Jacobi’nin içgörüleri aracılığıyla matematik alanında da görülebilir. Alman matematikçi 1820 yılında “man muss immer umkehren” (kişi her zaman tersine çevirmelidir) düsturunu dile getirerek karmaşık sorunlara tersine çevrilmiş bir şekilde yaklaşarak elde edilebilecek netliği vurgulamıştır. Bu ilke, az önce belirttiğim üzere, son yirmi yılda Jacobi’nin özdeyişini popülerleştiren Berkshire Hathaway’in ortaklarından Charlie Munger sayesinde çağdaş bir önem kazanmıştır.
Aslında Stoacı felsefeden haberi olmayan uzmanların bugün üzerine uzman gibi konuştuğu tersine çevirme tekniklerinin resmileştirilmesinde önemli bir sıçrama 1989 yılında “ileriye dönük öngörü” kavramının ortaya atılmasıyla gerçekleşti. Araştırmacılar Deborah J. Mitchell, Jay Russo ve Nancy Pennington, “olay tahayyülünde” bulunmanın potansiyel sonuçların nedenlerini belirleme becerisini önemli ölçüde geliştirdiğini keşfetti. Bu bilişsel süreç, gelecekteki olayları ve bunların potansiyel sonuçlarını öngörmeyi içermekte ve sonuçları etkileyen faktörlerin daha kapsamlı bir şekilde anlaşılmasına katkıda bulunmaktadır.
Daha çağdaş bir bağlamda, girişimci ve yazar Tim Ferris, Stoacı premeditatio malorum uygulamasını 2017 yılında TED’de yaptığı “korku belirleme” konulu konuşmasıyla daha geniş bir kitleye ulaştırmıştır. Ferris süreci üç adımda basitleştiriyor: korkuları tanımlamak, risk almanın faydalarını değerlendirmek ve eylemsizlikten kaynaklanan potansiyel kayıpları anlamak. Bu erişilebilir rehber, Stoacı filozofların zamansız bilgeliğini yansıtarak, günlük karar alma süreçlerinde tersine çevirme tekniklerinin uygulanmasını kolaylaştırıyor.
Bu felsefi düşünce tekniği, bireyleri yeni bir girişime başlamadan önce olası başarısızlıkları ve aksilikleri düşünmeye sevk eder. İyimserlik geleneksel olarak kutlanırken, kökleri modern premortem kavramına dayanan bu yaklaşım, neyin yanlış gidebileceğine dair proaktif bir incelemeyi teşvik eder. Premortem, olası riskleri ve sorunları önceden belirleyerek, bir projenin başarı şansını artırmaya yönelik proaktif bir stratejidir. Bu teknik bir projenin ekip üyelerini olası zorluklara (planları-tasarımı) karşı hazırlıklı hale getirebilir Kısaca bu noktayı da açalım;
Psikolog ve çok satan yazar Gary Klein tarafından 2004 yılında ortaya atılan premortem kavramı, ileriye dönük öngörü için yapılandırılmış bir rehber niteliğindedir. “The Power of Intuition” adlı kitabında ve Harvard Business Review’daki bir makalesinde ortaya koyduğu premortem tekniği, bir projeye başlamadan önce olası başarısızlıkların ve zorlukların öngörülmesini zorunlu kılmaktadır. Klein’ın katkısı, Stoacılar tarafından atılan teorik temellere pratik bir boyut katmaktadır. Premortem, bir takımın veya bireyin gelecekteki bir görevin veya projenin başarısız olabilecek yönlerini öngörme sürecini içerir.
Tersine Çevirme Süreçleri
Bu süreç, aşağıdaki adımları içermektedir:
- Hedeflerin Belirlenmesi ve Planların Oluşturulması: Premortem sürecinin ilk adımında, proje veya görevle ilgili belirli hedefler tespit edilir ve bu hedeflere ulaşmak için bir plan oluşturulur. Bu aşama, projenin başlangıcında karşılaşabilecek potansiyel başarı ve başarısızlık faktörlerini belirlemenin temelini oluşturur.
- Zaman Yolculuğu: Zaman yolculuğu adımında, ekip, bir yıl veya daha uzun bir süre sonrasına giderek projenin veya görevin başarısız olduğunu düşünür. Bu gelecekteki olası başarısızlık senaryolarını öngörmek, ekip üyelerine ileriye dönük bir perspektif kazandırarak risklerin daha iyi anlaşılmasını sağlar.
- Soru Sorma ve Sorunların Belirlenmesi: Ekip üyelerine, “Proje veya görev neden başarısız oldu?” gibi sorular sorularak potansiyel sorunlar ve risk faktörleri belirlenir. Bu aşamada, farklı perspektiflerden gelen çeşitli sorular, olası zayıflıkları ve tehditleri daha iyi anlamak için kullanılır.
- Analiz: Belirlenen potansiyel sorunlar toplanır ve detaylı bir analiz sürecine tabi tutulur. Bu aşamada, her bir sorunun kökenleri, olası etkileri ve bu etkilerin yayılma potansiyeli gibi faktörler ele alınarak derinlemesine bir değerlendirme yapılır.
- Çözüm Önerilerinin Geliştirilmesi ve Planın Güçlendirilmesi: Analiz sonuçlarına dayanarak, her bir sorun için etkili çözüm önerileri geliştirilir. Bu öneriler, projenin daha dirençli ve güçlü hale getirilmesi için kullanılır. Çözüm önerileri, riskleri azaltmak ve olası sorunlara karşı proaktif bir yaklaşım benimsemek adına kritik bir rol oynar.
Bir CEO’nun büyük bir proje lansmanının arifesinde ekibini kritik bir tartışma için bir araya getirdiği bir senaryo düşünün. Şaşırtıcı bir şekilde, projenin başarısız olduğunu ilan etsin ve başarılı bir lansman bekleyen personel arasında şaşkınlığa yol açsın. Ancak bu kafa karıştırıcı yaklaşım, aslında CEO’nun potansiyel tuzakların gerçekçi bir şekilde değerlendirilmesini teşvik etmek için tasarladığı bir uygulama olarak örnekelnedirilebilir. Aynısı siyaset biliminde de uygulanabilir ya da uygulanmalı fakat ben daha bu tip bir çalışmayı ekipleri için kullanan bir siyasal parti görmedim.
Ama harp sanatlarında sık sık kullanılan bir kavramı ele aldığımızı da hatırlatmak isterim. Bu noktada harp akademileri siyasetin 1000, siyasal partilerin ise 10.000 yıl ilerisindedir. Neden? Çünkü bu yaklaşım, olası riskleri ve olumsuz senaryoları önceden düşünerek hazırlıklı olmayı hedefler. Stoacı Negatif Görselleştirme’nin stratejik savaş simülasyonlarındaki potansiyel kullanım alanlarına bu noktada parmak basalım:
- Zafer ve Yenilgi Senaryolarının Belirlenmesi: Stoacı Negatif Görselleştirme, tarih boyunca stratejik savaşlarda kullanılan farklı zafer ve yenilgi senaryolarını öngörme sürecini içerir. Örneğin, Napolyon’un Waterloo Savaşı’ndaki zafer ve yenilgi senaryoları.
- Stratejik Hedeflerin Güçlendirilmesi: Tarih boyunca karşılaşılan stratejik sorunlar, Stoacı Negatif Görselleştirme ile görselleştirilerek stratejik hedeflerin güçlendirilmesine yardımcı olabilir. Örneğin, Hannibal’ın Alpler’i geçme stratejisi
- Düşman Stratejilerinin Tahmin Edilmesi: Stoacı Negatif Görselleştirme, tarihsel savaş senaryoları üzerinden düşman stratejilerinin tahmin edilmesinde kullanılabilir. Mesela, Çanakkale Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun savunma stratejileri
- Kaynak Yönetimi ve Lojistik Planlama: Tarih boyunca gerçekleşen savaşlardan elde edilen örnekler, Stoacı Negatif Görselleştirme ile kaynak yönetimi ve lojistik planlama stratejilerini geliştirmek için kullanılabilir. Örneğin, Çıkarmasındaki lojistik planlama başarılar.
- Moral ve Motivasyon Yönetimi: Tarihsel olaylar, Stoacı Negatif Görselleştirme ile ekip üyelerinin moralini ve motivasyonunu yönetmeye yönelik stratejilerin geliştirilmesinde kullanılabilir. Örneğin, Yine I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale’de savunma yapan Türk askerlerinin direnci, olumsuz senaryolara karşı nasıl motive olduklarına dair önemli bir örnektir.
- Eğitim ve Beceri Geliştirme: Tarih içindeki savaşlardan alınan örnekler, Stoacı Negatif Görselleştirme ile ekip üyelerinin kriz durumlarına nasıl tepki vereceklerini öğrenmelerine yardımcı olabilir. Örneğin, Küba Füze Krizi.
Kısaca psikolog Gary Klein’ın (modern çağda) öncülüğünü yaptığı premortem tekniği, proje yöneticilerinin gelecekte karşılaşılabilecek zorlukları ve başarısızlıkları öngörmelerini zorunlu kılar. Bu alıştırmanın ardındaki mantık, birçok hırslı çabanın önlenebilir nedenlerden dolayı başarısızlığa uğradığının kabul edilmesinde yatmaktadır. Premortem tekniği, bireyleri engelleri öngörmeye ve acil durum planları geliştirmeye zorlayarak, öngörülemeyen olumsuzlukların etkilerini azaltmayı amaçlamaktadır.
Günümüz iş ve siyaset dünyasının hızlı ve dinamik ortamında liderler, yersiz iyimserliğe karşı bir denge unsuruna duyulan ihtiyacın giderek daha fazla farkına varmaktadır. Aslında, kuruluşlar içinde “Muhalefet Şefi’ne” benzer bir rolün oluşturulması için sürekli öneriler getiriyorum. Bu varsayımsal pozisyon, kör noktalar ve aşırı iyimser bakış açıları tarafından gizlenebilecek fikirleri incelemek ve bunlara meydan okumakla görevlidir. Öte yandan işletmeciliği ve yönetimin genel temellerini bilmeyen siyasetçilerin ilk gördükleri ya da yolda buldukları adamları ana kadrolara tercih etmesini engelleyebilecek önemli bir metodu ele aldığımızı da tekrar hatırlatmak isterim.
Önerilerim (konunun da tam anlaşılamadığına inanmam dolayısıyla) kabul görmekte zorluk yaşasa da aslında tanınmış şirketlerin önemli aksiliklerle karşılaştığı örnekler üzerinde düşününce, bir doz negatif görselleştirmenin felaket kararlarını önleyebileceği rahatlıkla aklı selim her insan tarafından görülebilir. Netflix’in iki ayrı kuruluşa ayrılma yönündeki talihsiz girişimini ya da “yeni Gmail” olarak pazarlanan Google Wave’in erken ölümünü unutmayalım. Bu kuruluşlar potansiyel zorlukları titizlikle incelemiş olsalardı, kendi çöküşlerini önlemek için daha donanımlı olabilirlerdi.
Eski ağır siklet şampiyonu; gençliğinde kara cahil ve yaşlandıkça kuvvetli bir bilgeye dönüşen adamım Mike Tyson, ondan normalde beklenmeyecek düzeyde bir bilgelikle, zorluklar karşısında alçakgönüllülüğün özünü çok güzel özetlemiş. Tyson’ın kendi servetinin ve şöhretinin çöküşü üzerine düşünceleri üzerine yorumunu unutmam mümkün değil: Eğer kişi doğuştan alçakgönüllü değilse, hayat ona alçakgönüllülüğü dayatmanın bir yolunu bulacaktır.
Ters Çevirme Nasıl Kullanılır?
Yaşam arayışlarının mutluluk, finansal istikrar, gelişen ilişkiler, optimal sağlık, farkındalık, başarılı yatırımlar ve girişimcilik çabaları hassas bir denge ve stratejik yaklaşım gerektiriyor ve aslında birçoğumuz da bu noktaların birinde ya da birkaçında hep sınıfta kalıyoruz. Ancak, efsanevi Johnny Carson‘dan esinlenen tuhaf bir dokunuşla, bunun tersini keşfediyoruz – mutsuzluğa, borca, parçalanmış ilişkilere, istenmeyen kilo alımına, meditasyonun yanlış adımlarına, yatırım başarısızlıklarına ve girişim talihsizliklerine yönelmenin kesin yöntemlerini.
Tersine Çevirmenin 2 Stili
Johnny Carson’a göre bu stillerin ilkinde sorun çözmek için incelikli bir bilişsel yaklaşım gerekir. Bu zihinsel model, 3 adımlık kısa ve öz bir kılavuzda özetlenerek, zorlukları çözmek ve bilinçli kararlar almak için stratejik bir bakış açısı sunar.
Adım 1: Sorunu Tanımlayın
Tersine çevirme uygulamasının ilk adımı, eldeki sorunun titizlikle tanımlanmasını içerir. Sorunun inceliklerinin net bir şekilde ifade edilmesi, kapsamlı bir incelemenin temelini oluşturur ve oyundaki dinamiklerin daha derinlemesine anlaşılması için zemin hazırlar.
Adım 2: Problemi Ters Çevirin
Sorun tanımlandıktan sonra, tersine çevirmenin özü anlatıyı tersine çevirmekte yatar. Zihinsel egzersiz, yalnızca kişinin neyi başarmak istediğine odaklanmak yerine, şiddetle kaçınmak istediği şeyleri düşünmeyi içerir. İstenmeyen sonuçların açıklığa kavuşturulmasıyla daha net bir bakış açısı ortaya çıkar ve potansiyel tuzakların daha kapsamlı bir şekilde analiz edilmesine olanak tanır.
Adım 3: Kaçınma Stratejisi
Hem istenen sonuçların hem de bunların istenmeyen karşılıklarının kapsamlı bir şekilde anlaşılmasıyla birlikte, son adım stratejik bir kaçınma planı oluşturmaktır. Bu, belirlenen tuzaklardan uzak durmak ve tersine çevrilmiş sorunla ilişkili riskleri azaltmak için önlemler geliştirmeyi gerektirir. Buradaki vurgu, ortaya çıkabilecek zorluklara karşı hazırlıklı olunmasını sağlayan proaktif planlamadır.
Şimdi; ilk düşünce tarzımız için “Farklı Durumlarda Ters Çevirme Örnekleri” verelim:
- Yatırım Kararları
– Sorunu Tanımlayın: Kayıpları en aza indirirken yatırım getirilerini en üst düzeye çıkarmak.
– Problemi Tersine Çevirin: Potansiyel yatırım tuzaklarını ve kayıplarını göz önünde bulundurun.
– Kaçınma Stratejisi: Yatırımları çeşitlendirin, kapsamlı risk değerlendirmeleri yapın ve potansiyel olumsuzlukları azaltmak için stop-loss mekanizmaları uygulayın.
- Proje Yönetimi
– Sorunu Tanımlayın: Projenin öngörülen zaman çizelgeleri ve bütçe dahilinde başarıyla tamamlanması.
– Sorunu Tersine Çevirin: Potansiyel proje gecikmelerini, bütçe aşımlarını ve öngörülemeyen zorlukları belirleyin.
– Kaçınma Stratejisi: Acil durum planları geliştirin, kapsamlı risk değerlendirmeleri yapın ve olası sorunları derhal ele almak için açık iletişim kanalları kurun.
- Kişisel Gelişim
– Sorunu Tanımlayın: Kişisel hedeflere ulaşmak ve büyümek.
– Sorunu Tersine Çevirin: Kişisel gelişim yolundaki engelleri ve aksaklıkları öngörün.
– Kaçınma Stratejisi: Esneklik geliştirin, gerçekçi beklentiler belirleyin ve sürekli öz-yansıtma yoluyla olası zorlukları proaktif olarak ele alın.
Sarkastik Kurgu
En sevdiğim. Ya da farklı bir tarzla, bilgeliği, komediye dönüştürerek sadece hislerinizi ve içgüdülerinizi kullanırsınız. Mesela,
Mutluluk ↔️ Sefalet Nasıl Garanti Edilir?
1. Kimyasal Madde Almak: Ruh halini veya algıyı değiştirmek için teselliyi maddelerde aramak, gerçek duygusal deneyimlerden uzaklaşmak.
2.Kıskançlık: Yetersizlik ve hoşnutsuzluk duygularını besleyerek başkalarıyla sürekli karşılaştırma yapmak.
3. Kızgınlık: Acı ve şikayetlerin, memnuniyet kuyusunu zehirleyerek iltihaplanmasına izin verin.
Borç ↔️ Nasıl Borçlu Kalınır?
1. Sahip Olduğunuzdan Daha Fazla Harcayın: Mali imkanlarınızı sürekli olarak aşan bir yaşam tarzını benimseyin.
2. Bütçe Yapmaktan Kaçının: Bütçe yapma disiplininden vazgeçerek harcamaların kontrolden çıkmasına izin vermek.
3. Yeni Arabalarla Şımartın: Sürekli araç yenilemenin cazibesine kapılmak, finansal gerginliği arttırır.
İlişkiler ↔️ İlişkiler Nasıl Mahvedilir?
1. İletişimden Kaçının: Bir iletişim boşluğu yaratarak yanlış anlaşılmaların artmasına izin verin.
2. Yalanı Kucaklayın: Güven ve özgünlüğü aşındıran bir yalan ağı örün.
3. Sadakatsizlik: Bağlılıktan uzaklaşarak ihaneti yıkıcı bir güç olarak ortaya çıkarmak.
Kilo Verme ↔️ İstenmeyen Kilo Nasıl Alınır?
1. Sağlıksız Yiyeceklere Şımartın: Kızarmış yiyecekler, tatlılar ve alkol açısından zengin bir diyetin tadını çıkarın.
2. Hareketsiz Yaşam Tarzı: Fiziksel aktiviteden kaçınmak, kendini kanepeye hapsetmek.
3. Şekerli İçecekler: Şekerli içecekler tüketmek, günlük kalori alımına boş kalori eklemek.
Meditasyon ↔️ Meditasyon Nasıl Berbat Edilir?
1. Tutarsız Uygulama: Düzenlilikten kaçınarak meditasyona gelişigüzel yaklaşmak.
2. Dış Yardımlara Bağımlılık: Yalnızca harici araçlara veya uygulamalara güvenmek, içsel düşünmenin özünü kaçırmak.
3.Uygulama için Gündem veya Hedef: Meditasyonun saflığını önceden belirlenmiş hedeflerle lekelemek, farkındalığın akışını engellemek.
Yatırım ↔️ Başarısız Bir Yatırımcı Nasıl Olunur?
1. Kayıplar: Yüksek riskli girişimlerde bulunmak, finansal aksilikleri garantiler.
2. Yetkinliğin Ötesinde Yatırım Yapmak: Bilginin eksik olduğu, alışılmadık bölgelere girişimde bulunmak.
3. Duygusal Karar Verme: Açgözlülük ve korku arasında salınan piyasa duygularına yenik düşmek.
Startup ↔️ Kimsenin İstemediği Bir Şey Nasıl Yapılır?
1. Müşteri Geri Bildirimini İhmal Edin: Ürünü şekillendirmede müşteri/kullanıcı girdisinin önemini göz ardı edin.
2. Deneme Yapmaktan Kaçının: Deneme ve yanılmadan uzak durarak inovasyonu engellemek.
3. Asla Lansman Yapmayın: Ürünü piyasadan çekerek sadece bir fikir olarak kalmasını sağlayın.
Hoşnutsuzluk, borçluluk, ilişkisel kırılmalar, sağlıksız yaşam, meditasyon yanlışları, yatırım başarısızlıkları ve girişimcilik talihsizliklerinin sırlarını çözerken, mizahi anlatımlarında, tatmin ve refah arayışımızı sabote eden tuzaklardan kaçınmanın bilgeliğini yansıtan içgörüler elde ediyoruz. Ben zaten çocukluğumdan beri böyle olduğum için tersine düşünme noktasında hiç sıkıntı yaşamıyorum. Tabi geçen yıllar içinde olgunlaştım ve eski genç vampir halimi uzun ve karanlık bir koridorun ucundaki odaya kitledim. Artık sadece blog makalelerimde huysuzluk yapıyorum 😊
Tersine Çevirme Neden Zordur?
Öncelikle tersine çevirme sanatını keşfetmek entelektüel bir meydan okumadır. Fikirlerimiz değerli eşyalarımız gibidir ve onları parçalara ayırma süreci psikolojik önyargılar nedeniyle doğası gereği dirençli olabilir.
Diğer bir konu ise bir önceki yazımda özellikle üzerinde durduğum “Tutarsızlıktan Kaçınma Eğilimidir”. Esasen, bir karar verildikten sonra, ona eskisinden daha da hararetle sarılma yönünde doğal bir eğilim vardır. İnançlarımız ve fikirlerimizdeki tutarsızlıktan kaçınma eğilimi, bizi kararlarımızın arkasında durmaya zorlar ve düşüncemizdeki olası olumsuzlukları veya kusurları objektif olarak değerlendirmeyi zorlaştırır. Bu önyargı, fikirlerimizi kapsamlı bir şekilde inceleme isteğimizi sınırlayan ince bir bariyer görevi görür.
Bir diğer zorlu engel de teşvik kaynaklı önyargıların varlığıdır. Bir fikre karar verdiğimizde ve ona bağlı ödülleri öngördüğümüzde, doğamız gereği, planladığımız olumlu sonuçlara inanma yönünde önyargılı hale geliriz. Bu önyargı arzularımızla aynı hizaya gelerek bizi öngörülen senaryoya bilinçaltı bir bağlılığa doğru iter. Bir kararı tersine çevirmek için, kişinin bu önyargıyla yüzleşmesi ve üstesinden gelmesi, yani beklenen ödüllere olan zihinsel bağlılığından vazgeçmesi gerekir.
Özünde, tersine çevirmeyi kullanmanın zorluğu sadece bir kavramı tersine çevirmenin entelektüel egzersizinde değil, aynı zamanda kendi bilişsel önyargılarımızla olan karmaşık yüzleşmede yatmaktadır. İnsan ruhunun değişime karşı direnci ve teşvik edilmiş inançların cazibesi, karar alma ve sorun çözme süreçlerinde değerli bir uygulama olan tersine çevirmenin benimsenmesinin önünde zorlu engeller oluşturmaktadır. Bu engelleri tanımak ve aşmak, bu bilişsel aracın tüm potansiyelini ortaya çıkarmak için çok önemli adımlardır.
Tersine Çevirme Üzerine Son Düşüncelerim
Genetik yapımdan gelen eğilimlerle ve sürekli tekrarlarla, hayatımın her gününde tersine çevirmeyi benimsedim.
Herhangi bir fikri tartıştığımda, hatta kendi fikirlerimde bile, genellikle onunla ilgili nelerin yanlış gidebileceğini dile getirme alışkanlığım var. (Not: Bu durum, aynı zamanda “kendime” bir çözüm de önerdiğimde çok daha iyi sonuçlanıyor.)
Unutmadan; tersine çevirme, “negatif olmak”la aynı şey değildir. En iyi fikirlerinizi tersine çevirdiğinizde duygularınız rol oynamamalıdır. Mantık ve gerçekleri kullanarak hangi kararların alınması gerektiğini bulabiliyorsanız doğru yoldasınız demektir. Tersine çevirmede asla duygusallığa yer yoktur.
Bir fikri başarıyla “yok ettiğinizde”, başlangıçta göründüğü kadar iyi olmayan bir şeyden kaçınmış olursunuz. Burada Karl Popper’ı bir kez daha anmak isterim. Ayrıca uzun vadeli başarı için kritik olan başka bir şey yapmış olursunuz: Gerçekleştirebileceğiniz fırsatların sayısını ençoklamak. Başarılı insanlar ile gerçekten başarılı insanlar arasındaki fark, gerçekten başarılı insanların neredeyse her şeye “önce” ‘hayır’ demesidir.” O “önce” kelimesi olmadığı zaman Warren Buffett’çı olursunuz ama “önce’yi” koyarsanız Kalp Popper ya da Stoacı.
Bu kadar basit.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Görüşmek üzere.