Giriş
İsterseniz konuyu klasik tanımalrın ötesinde, öncüllerinden ele alarak başlayalım.
Bilim kurguda hayal edilen her teknoloji; yeterli zaman verildiğinde, bilim gerçeğine dönüşebilir. Buna defalarca tanık olduk. Bu tip fenomenler, az sayıda vizyonerin ve hikâye anlatıcının geleceği tam anlamıyla hayal etmelerinin yanı sıra, onların gençliklerinde bilim-kurgu eğlencelerinden ilham almalarının bir sonucudur.
Jules Verne’in 1865 tarihli romanı “Dünya’dan Ay’a”, ışıkla hareket eden bir uçuşun gerçekleştirilmesinden yaklaşık kırk yıl önce ve ilk uzay aracının atmosferimizi terk etmesinden bir asır önce olacakları bilmişti. 2010 yılında Japonya’nın IKAROS uzay aracı, uzay aracını itmek için güneş ışığının büyük aynalar üzerinde uyguladığı radyasyon basıncını kullanan güneş yelkenleri adı verilen bir itme yöntemini başarıyla gösteren ilk araç oldu. Yani kehanet gerçekleşti.
Tesadüf mü dersiniz?
Ya da Edward Stratemeyer, 1900’lerin başları boyunca genç okurları, kötü niyetli kişilerin icatlarını çalmasını sürekli engellemek zorunda kalan genç mucit Tom Swift’in hikayeleriyle büyüledi. 1911’de yayımlanan Tom Swift ve Elektrikli Tüfeği adlı öyküde, Swift’in öykü boyunca kullandığı şok tabancasına benzer bir icat yer alıyordu. Eski NASA mühendisi Jack Cover 1970 yılında ilk şok tabancasını icat ettiğinde, “Tom Swift Elektrikli Tüfeği”nden esinlenerek ona TSER adını verdi. A harfi daha sonra icadın dilden düşmemesine yardımcı olmak için eklenmiştir. Ne de olsa “taser” kulağa “tser “den daha hoş geliyor.
1964 Dünya Fuarı’nın ardından Isaac Asimov, The New York Times için 50 yıl içinde hangi icatların sergileneceğini tahmin eden bir makale yazdı. Öngörülerinden biri de kendi kendine gidebilen “robot beyinli arabalar” fikriydi.
Bugün piyasa değeri yaklaşık bir trilyon dolar olan Tesla, markasını ve takipçi kitlesini büyük ölçüde (elektrikli olmasının yanında) sürücüsüz otomobil teknolojisindeki yenilikleriyle ve bu yeniliklerin reklamıyla inşa etti.
2002 yılında, Philip K. Dick’in Azınlık Raporu’nun film uyarlamasında hayal edilen suç öncesi birim, bize tahmine dayalı analitiğin polis gücümüzün suçları gerçekleşmeden önce durdurmasına izin verebileceği bir geleceği gösterdi. Bugün Palantir’in Gotham yazılımı, büyük veri yığınlarını anlamlandıran ve (çoğunlukla) devlet kurumlarının daha iyi kararlar almasına yardımcı olan yapay zekâ destekli bir işletim sistemidir.
Her ne kadar Palantir adını farklı bir hikâyeden, yani Yüzüklerin Efendisi’ndeki “gören taş “tan almış olsa da Palantir tahmine dayalı analitik alanında açık ara liderdir ve bu alandaki tek şirkettir. Şu anda bir suç öncesi birim fikrini hayata geçirmek için bahse girebileceğimiz şirket Palantir’dir. Bir başka yazıda (ama çok sonra) bu konuda da yazmayı istiyorum.
Bir de Star Trek var, zamanının ötesinde öngördükleri sayısız teknolojiyi içeren bir dizi, zeki insanlara ve bilim-kurgu meraklılarına onlarca yıl, muhtemelen yüzyıllar boyunca icat etmeleri gereken yenilikler için yeterli zihinsel yemi sağladı. Neredeyse her nesneyi yoktan var edebilen yazıcılar emekleme aşamasını atlatmak üzere, bugün 3D yazıcılar mücevherden yiyeceğe ve hatta arabaya kadar her şeyi yaratabiliyor. Bu durum Star Trek izleyenler için şaşırtıcı değil sanırım…
Uzay Yolu’nun 1980’lerdeki versiyonunda yer alan PADD, yani Türkçe çevirimi ile “Kişisel Erişim Görüntüleme Cihazı”, günümüzün tablet bilgisayarlarına büyük benzerlik gösteren pürüzsüz, dokunmatik ekranlı bir ara yüz kullanıyordu. Bir de Uzay Yolu’nun tıbbi trikorder’i var ki, Qualcomm Tricorder XPRIZE adlı 10 milyon dolarlık bir yarışmaya ilham vererek bu Uzay Yolu cihazını hayata geçirdi. Sadece bir mobil iletişim cihazını sergilemekle kalmayıp aynı zamanda bir süre sonra hepimizin cebinde taşıyacağı kapaklı telefonlara benzeyen Communicator’ı da unutamayız.
Cep telefonunun mucidi Martin Cooper, Dick Tracy’nin bilek telsizini ilham kaynağı olarak gösterse de, aslında Kaptan James T. Kirk’ün Communicator’ı kullanmasının Motorola cep telefonu birimine cihazı yaratması için ilham verdiği yaygın olarak paylaşılmaktadır.
Bu bilim-kurgu öngörülerinin çoğunun ortak noktası, fütüristik teknolojinin hikâyenin ana hatlarından biri olmasıydı. Bu vizyoner cihazlar karakterlerin tekinsiz şekillerde hareket etmesini sağlıyordu, ancak karakterler teknolojinin ne kadar etkileyici olduğunu biliyor ve onlara aval aval bakmıyordu. Aslında emin olun akıllı telefonları ve Amazon’u da bir gecede kanıksamamız gibi, cihazlar kurgu karakterler için sonradan düşünülmüş, birer varsayımdı. Nihayetinde, cihazlar karakterleri değiştirmedi. Hâlâ tanıdık insani yöntemlerle hareket ediyorlardı. Ancak, teknoloji bu karakterlerin faaliyet gösterdiği ortamı değiştirdi.
İşte tam bu nokta da bizi Metaverse’e getiriyor (Lafı çok uzattım sanırım ama bu makalenin neleri düşünerek planlandığını bilmenizi istiyorum. Zira metaverse doğmak için çok uğraştı ve hala gözlerini açmaya çalışıyor)
Neal Stephenson’dan Meta’ya
Yukarıda bahsi geçen teknolojiler gibi Metaverse’in kökleri de bir romancıya dayanmaktadır. Neal Stephenson, Snow Crash adlı kitabında mobil bilişim, sanal gerçeklik, kablosuz internet, dijital para birimi, akıllı telefonlar ve artırılmış gerçeklik başlıkları da dahil olmak üzere zamanının ötesinde bir dizi teknoloji öngörüyordu.
Ancak kitabın kurgusu olan Metaverse, yazarın en ileri görüşlü vizyonu olarak öne çıkıyor. Snow Crash’teki Metaverse, topluma şirket mafyalarının ve aşırı sınıf eşitsizliklerinin istila ettiği distopik bir dünyadan kaçış imkânı sunuyor. Kullanıcılar Metaverse’e kişisel sanal gerçeklik gözlükleri veya halka açık bağlantı noktaları aracılığıyla erişir ve kendilerini avatar olarak sunarlar.
Sınıf sistemleri avatarların etrafında şekillenir; genel bağlantı noktası kullanıcıları belirgin şekilde daha düşük kaliteli avatarlara sahiptir (bu durum, profil resimli NFT’lerdeki mevcut duruma, yani daha yüksek bir dijital sınıfı belirten Bored Apes ve CryptoPunks’a garip bir şekilde benzemektedir).
Stephenson’ın metaverse’i, özelliksiz, mükemmel küresel bir gezegenin çevresinde 65.536 km boyunca uzanan ve “Sokak” adı verilen yüz metre genişliğinde tek bir yoldur. Kullanıcılar şifrelenmiş elektronik paralarını mağazalarda, eğlence parklarında, ofislerde ve diğer çeşitli sanal işletmelerde harcayabilirler. Ayrıca emlak derebeyinden sanal mülkler de satın alabilirler,
Kitabın ana karakteri Hiro Protagonist, bir nakliye konteynırında sıkıcı bir fiziksel varoluş sürdürüyor, ancak Metaverse’de, gemiden önce satın aldığı yüksek kaliteli gayrimenkullere sahip.
Ancak Hiro, Metaverse’in ekonomisinin tadını çıkarmakla ilgilenmiyor. Aksine, olay örgüsü Metaverse kullanıcılarının gerçek dünyada beyin hasarına uğramasına neden olan Snow Crash adlı bir bilgisayar virüsünü durdurma görevi etrafında dönüyor.
Neal Stephenson’ın bir tür teknoloji Nostradamus’u olduğuna dair sayısız örneğin yanı sıra, Snow Crash üzerindeki çalışması iki nesnel şöhret iddiası sayılabilir. Birincisi, Metaverse terimini icat etmiştir. İkincisi, dijital temsili tanımlamak için Hindu “avatar” kavramını popülerleştirmiştir. Ancak nesnel kazanımlara ek olarak, bugün insanları etkilemeye devam eden, romanının öznel etkisidir.
Normal şartlarda Avatar tanımı yoga yapanlar için başka anlamlar da taşıyabilir ama gördüğüm kadar ile metaverse ile ilgilenenlerin çoğu bu ayrımdan habersiz. Lütfen biraz dikkat. Biraz daha fazla okuma ve özen…
Metaverse’i Tanımlamak
Metaverse, NFT’nin 2021’in moda kelimesi olması gibi 2022’nin moda kelimesidir. 2023 bitiyor, terimler hala sabit, bakalım..
Mesela o dönemde Facebook tüm markası isimlerini Meta olarak değiştirdi ve artık Metaverse’i Oculus başlıkları aracılığıyla erişilen sosyal ve profesyonel deneyimler içeren bir VR dünyası olarak tanımlıyor. Microsoft da Microsoft Teams’de video akışınızı animasyonlu bir avatarınızla değiştirebilmenizle başlayan, daha profesyonel odaklı bir Metaverse vizyonuyla aynı yolu izledi. NFT’lerle yakından ilgileniyorsanız, muhtemelen gelecekte bir Metaverse oyun deneyimi vaat eden bazı NFT projelerine yatırım yapmışsınızdır. Yapmadıysanız yapınız.
Açıkçası, “Metaverse’de” bir şeyler oluyor ve birçok insan bunun ne olduğu veya ne olması gerektiği hakkında hiçbir fikre sahip değil. Tanımlar çok dağınık görünüyor. Kullanım alanları muğlak. Ve dünyada kim hayatını bir VR başlığıyla yaşamak ister ki?
İsterseniz bu noktada size öncelikle Metaverse’in “bence” ne olmadığını söyleyeyim.
Metaverse tek bir teknoloji değildir. Sadece sanal gerçeklikte ziyaret edeceğimiz bir yer de değildir. Bir sonraki Bezos ya da Gates tarafından yaratılabilecek ve sahiplenilebilecek bir şey de değildir.
Aslında Metaverse, internet kadar sınırsız ve sahiplenilemez, hatta daha da fazlası. Elbette, internete diğerlerinden daha fazla katkıda bulunan kuruluşlar var. Tabii ki internet’in gidişatına yön veren ve Web deneyimini etkileyen yeniliklerdir. Ancak bir gün uyandığımızda şu anda gördüğümüz İnternet ile karşılaşmadık. Bu sürekli gelişen bir şeydi. Bu anlamda Metaverse bir varış noktası değildir. Metaverse bir harekettir; Metaverse, fiziksel bir alışkanlığı dijital bir eşdeğeriyle değiştirdiğimiz bir alandır. Her seferinde daha gerçek hale geliyor. İnternetin dijital vatandaşları olan bizler, fiziksel dünya “uzayındaki” zamanı çevrimiçi zamanla takas ederek Metaverse’i ortaya çıkarıyoruz.
Metaverse Bir Sonraki Dijital Değişimi Temsil Ediyor.
Dijitalleştirilmiş bilgiyi ayrıştırmanın daha iyi bir yolunu bize sunan Google’ın arama motoru icadı, ibreyi Metaverse doğru itti. Hepimizi kimliklerimizi dijitalleştirmeye davet eden Facebook’un icadı da ibreyi Metaverse doğru itti.
Buna karşılık, teknolojiyi bir kenara bırakmamızı ve daha iyi yaşam tarzı uygulamaları bulmamızı isteyen programlar olan dijital detoksların artan popülaritesi, ibreyi Metaverse’den uzaklaştırıyor. Öte yandan, meditasyon yapma ve teknoloji stresli yaşamlarımızla başa çıkma deneyimini dijitalleştiren Calm gibi uygulamalar, bizi ince bir şekilde Metaverse’e doğru daha fazla itiyor.
Yani bir noktada Metaverse, teknolojinin birçok uygulamasının bir sonucudur. Metaverse’i Metaverse yapan tek bir şey yoktur. Bu bir birikimdir.
Metaverse dijital yaşamı daha çekici, daha kullanışlı, daha etkili ya da bir şekilde daha iyi hale getiren teknoloji bütünüdür.
Bu nedenle, internette meydana gelen ve bizi Metaverse’e giden yolda birçok adım ilerletecek üç büyük değişikliği özetlemek istiyorum.
– Kimlik: İnternette nasıl tanımlandığımıza ve dolayısıyla Web’i nasıl deneyimlediğimize ilişkin bir değişiklik
– Değer: Dijital varlıkların değerini algılama şeklimizde bir değişiklik
– Daldırma: Topluluk hareketlerinden, eğlenceye ve hizmetlere kadar İnternet deneyimlerine nasıl dahil olduğumuzda yaratılan bir değişiklik.
Bu tektonik değişimler bir süredir yaşanıyordu ancak nihayet popüler söylemde biraz yer bulmaya başladı. Bunlar hakkında henüz düşünmediyseniz zamanın gerisinde kaldığınız söylenemez. Aslında, bu yazıyı okuyarak tam zamanında, hatta belki biraz daha ileride olabilirsiniz.
İster bir işletme sahibi ister bir yaratıcı ister bir STK yetkilisi ya da bir tüketici olarak bu üç büyük değişimi anlamak, sizi bu değişimlerin ödüllerini başkalarından önce toplayabileceğiniz güçlü bir konuma getirir.
Metaverse’i 2023 ve Ötesinde Neden Önemsemelisiniz? (Benim + Sizin Varsayımsal Nedenleriniz)
Metaverse kavramı son zamanlarda büyük ilgi görmeye başladı ve bu kavramın önemi organizasyon teorisi, siyaset bilimi ve kişisel gelişim koçluğu gibi çeşitli alanların bakış açılarını da kapsıyor. Bir örgüt kuramcısı olarak metaverse’i, işletmelerin ve kurumların işleyiş dinamiklerini yeniden şekillendirme potansiyeli nedeniyle ilgi çekici buluyorum. Metaverse, kuruluşların sanal merkezler kurabileceği, etkinliklere ev sahipliği yapabileceği ve paydaşlarla yeni yollarla etkileşime geçebileceği yeni bir dijital alan sunuyor. Bu sanal ortam iş birliğinde ve iletişimde devrim yaratabilir ve hatta geleneksel çalışma alanı ve örgütsel yapı kavramlarını yeniden tanımlayabilir. Ortaya çıkışı, bu değişimin yönetim teorileri, örgütsel hiyerarşiler ve çalışan bağlılığı stratejileri üzerindeki etkilerini düşünmeye sevk edebilir.
Metaverse’in devlet kurumlarını yeniden şekillendireceği günleri hızlıca hayal edin. Ya da STK’ların işleyişini. Ütopik mi geliyor. Bence gelmemeli. Eğer ütopik önermeleri sevmiyorsanız hodri meydan, bakalım yakın zamanda kim haklı çıkacak.
Siyaset bilimi perspektifinden baktığımda ise, Metaverse’in yönetişim, düzenleme ve uluslararası ilişkiler üzerinde etkileri var-dır. Hükümetler sınırsız bir sanal dünyanın yarattığı zorluklarla boğuşurken, yargı yetkisi, veri gizliliği ve dijital haklarla ilgili sorular ön plana çıkmaktadır. Siyaset bilimcilerin, metaverse’in gelişiminin devletlerin ve uluslararası örgütlerin bu gidişatı şekillendirmedeki rolüyle nasıl kesiştiğini keşfetmeleri gerekebilir. Ayrıca, Metaverse’in kamusal söylemi, mobilizasyonu ve aktivizmi etkileme potansiyeli, demokrasi, propaganda ve siyasi katılımın doğası üzerindeki etkisi hakkında tartışmalara yol açabilir.
Peki ya devlet sınırları Metaverse “gerçekliğinden” nasıl etkilenir? Hiç düşündünüz mü? Etkilenmez diyenleri duyar gibiyim. Bir hodri meydan notu da buraya düşelim.
Olaya kişisel gelişim koçluğu alanından baktığımdaysa, metaverse büyüme ve kişisel gelişim için yeni yollar sunuyor. Metaverse; koçluk seansları, atölye çalışmaları ve kişisel gelişim deneyimleri için sürükleyici ortamlar sunabilir. Bir koç olarak, müşterilerinizin öğrenme ve dönüşüm yolculuklarını geliştirmek için bu dijital alanlardan nasıl yararlanabileceğinizi düşünebilirsiniz. Metaverse’in beceri geliştirme, maruz bırakma terapisi ve kişisel keşif için gerçek hayat senaryolarını “simule” etme potansiyelini keşfetmek, koçluk metodolojilerine yenilikçi yaklaşımlar getirebilir.
Bu noktalar göz önüne alındığında, bir örgüt kuramcısı, siyaset bilimci veya kişisel gelişim koçu olarak, Metaverse’ dikkat etmek için zorlayıcı nedenler olduğunu görüyorum. Çok boyutlu etkisi mevcut paradigmalara meydan okuyabilir, yeni fırsatlar sunabilir ve çeşitli disiplinleri tıkayacak düşündürücü sorular ortaya çıkarabilir. Metaverse’deki gelişmeler hakkında bilgi sahibi olarak, uzmanlık alanlarınız üzerindeki potansiyel etkisini yönlendirmek ve bu dönüştürücü kavramı çevreleyen devam eden söyleme anlamlı bir şekilde katkıda bulunmak için kendinizi konumlandırmalısınız.
Peki neden metaverse’i bir işletmeci, bir siyasetçi, bir STK yetkilisi ya da başka bir profesyonel alanda iş görürken mutlaka “bugünden başlayarak” önemsemelisiniz? İşte birkaç neden:
- Metaverse henüz başlangıç aşamasında, ancak hızla büyüyor. Meta, Microsoft ve Roblox gibi büyük şirketler metaverse büyük yatırımlar yapıyor ve bunun bir sonraki büyük şey olacağına dair bahis oynuyorlar.
- Metaverse birçok sektörde devrim yaratma potansiyeline sahip. Örneğin, eğitimi, sağlık hizmetlerini ve hatta çalışma şeklimizi iyileştirmek için kullanılabilir.
- Metaverse yeni işler ve fırsatlar yaratabilir. Metaverse büyüdükçe, teknolojiyi geliştirecek ve sürdürecek, içerik oluşturacak ve müşteri hizmetleri sağlayacak insanlara ihtiyaç duyulacaktır.
- Metaverse arkadaşlarınız ve ailenizle bağlantı kurmak için harika bir yol olabilir. Ayrıca yeni dünyaları ve deneyimleri keşfetmek için de kullanılabilir (Metaverse’de tatile çıksanız kötü mü olurdu?)
Ancak metaverse’in hala yeni ve gelişmekte olan bir teknoloji olduğunu unutmayın, ancak dünyayı değiştirme potansiyeline sahip olduğu da nettir. Eğer bir adım önde olmak istiyorsanız, metaverse hakkında bilgi edinmeye şimdiden başlamalısınız. Bu yüzden, gerçek yaşam koşullarında metaverse hakkında bilgi edinmek isteyen yeni başlayanlar için bunu biraz daha net hale getirelim. Kendi hayal dünyamda neler olabilir diye düşündüğüm bazı şeyleri şu şekilde sizler için listeledim:
- Eğitim: Metaverse, sürükleyici ve etkileşimli öğrenme deneyimleri yaratmak için kullanılabilir. Öğrenciler sanal dünyaları ziyaret ederek veya sanal karakterlerle etkileşime girerek farklı konular hakkında bilgi edinebilirler.
- Sağlık hizmetleri: Metaverse uzaktan tıbbi bakım sağlamak veya tıp uzmanlarını eğitmek için kullanılabilir. Hastalar da farklı tedavi seçeneklerini keşfetmek veya diğer hastalarla bağlantı kurmak için Metaverse’i kullanabilir.
- İş dünyası: Metaverse, insanların iş birliği yapabileceği ve birlikte çalışabileceği sanal çalışma alanları oluşturmak için kullanılabilir. Bu, insanların evden çalışmasını veya dünyanın farklı yerlerinden meslektaşlarıyla bağlantı kurmasını kolaylaştırabilir.
- Eğlence: Metaverse, sanal gerçeklik oyunları veya konserler gibi yeni eğlence biçimleri yaratmak için kullanılabilir. İnsanlar Metaverse’i sosyalleşmek ve arkadaşları ve aileleriyle bağlantı kurmak için de kullanabilir.
Metaverse ve Kitlesel Göç
Gördüğüm kadarıyla her Metaverse kurucusunun aklını kurcalayan tek soru “Kullanıcıları Metaverse’e nasıl dahil edebiliriz?” sorusu. Bu kurucu arkadaşlar dahil olma anını bir Steve Jobs arketipinin Metaverse’in bu ideal vizyonunu ortaya koyduğu ve herkesin dahil olma ihtiyacı hissettiği bir “iPhone anı” çizgisinde hayal etseler de ne yazık ki durum böyle olmayacak. Belki de olur. Bence böyle.
Bana sorarsanız Metaverse’e kitlesel göç hiç de kitlesel bir göç gibi olmayacak. Metaverse’e doğru yol alan bir grup küçük, uyumsuz insan anı olacak. Axie Infinity ve Oyun Metaverileri milyarlarca oyuncuyu Metaverse getirmek için ellerinden geleni yapıyor. Decentraland ve Sandbox Metaverses tarzı kapitalistler, inşaatçıları ve fırsatçıları Metaverse getirmek için ellerinden geleni yapıyor.
Ve tabii ki, Meta ve son oalrak da Apple, Öncü Oculus VR donanımını milyonları sanal gerçekliğin harikalarıyla tanıştırmak için bir giriş noktası olarak kullanma eğilimindeydi. İnsanlar, tıpkı haber akışının sosyal medyayı arada bir kontrol ettiğiniz bir şeyden bağımlılık yaratan bir alışkanlığa dönüştürmesi gibi, Metaverse’i bir ilgi alanından alışkanlık haline getiren bir deneyim olacağına inanmak istiyor. Ancak doğrusunu söylemek gerekirse, Metaverse insanları tek bir deneyimle cezbedemeyecek kadar geniş bir fikir.
Tüm bunları Metaverse’e kitlesel göçün zaman içinde yavaş yavaş gerçekleşeceğini söylemek için söylüyorum. İnsanların halihazırda sahip oldukları bir ilgi alanına uygun bir metaverse deneyimi olduğunu görmeleri gerekiyor. Metaverse’te her bir NBA maçını izleyebileceğiniz ya da daha doğrusu deneyimleyebileceğiniz gün, NBA hayranlarının Metaverse’e doğru yol almaya ve basketbol hayranı topluluklarını oluşturmaya başlayacağı gündür.
Ya da Pinterest pano yaratıcılarının Metaverse’teki ruh hali panolarından para kazanmalarının kolay olduğu gün, bu hobi sahiplerinin Metaverse’e girecekleri gündür. Yani..
Dijital alışkanlıklarımızı bizim için uygun olduğunda değiştiririz- bir ilgi alanımız başka bir yerde ortaya çıktığında ve bu ilgi alanını deneyimlemenin mevcut yolunu geliştirdiğinde. Dahası, Arkadaşlarımız değiştiğinde biz de değişiriz.
Neyse ki sandbox, oyun veya çeşitli Metaverses’lerden herhangi birinin büyümesi tüm sektör için büyüme anlamına geliyor. İnsanların kendilerini sanal varoluş fikrine alıştırmaları gerekiyor. Ve bu nerede gerçekleşirse gerçekleşsin, insanlar bir kez aşina olduklarında, diğer Metaverileri keşfetme olasılıkları daha yüksektir.
Kurumunuzda fırsatlar arayan bir profesyonel, yeni yollar arayan bir yaratıcı veya sadece sosyal olarak bağlantı kurmanın bir sonraki yolunu arayan bir birey olarak, çevik olmanız ve çeşitli metaverse’leri denemeniz önemlidir. Bunu lütfen es geçmeyin. Kendinizi tek bir hedefe kilitlemeyin ve kesinlikle Metaverse’in nihai olarak ne olacağına dair tek bir fikre kilitlenmeyin. Sonuçta, Metaverse’in hala tanımlanmaya çalışıldığı bir dönemde, kesin yargılarla hareket etmek için henüz çok erken.
Bu erkenlik konusunu biraz daha açalım. Lazım olacak. Evet farkındayım bol bol umut verdim şimdi de eleştiriyorum. Karl Popper’ın ruhu hala hayatta, yapacak bir şey yok.
Metaverse’in Makro Zorlukları
Birlikte Çalışabilir Ekonomiler:
Metaverse’in bu kusursuz versiyonuna ulaşmak, söylemek yapmaktan daha kolaydır. Birlikte çalışabilirlik buradaki başlıca engeldir. Bu makale boyunca anlattığım Metaverse vizyonunun gerçekleşmesini engelleyen zorlukların çoğunun temeli budur.
Sonuçta herkes bir şekilde açık bir Metaverse için çabalıyor. Bu alanalr birbirinden farklı, kapalı bahçeler değil. Varlıklarımızda, ödemelerimizde ve platformlar arasında hareket etme kabiliyetimizde birlikte çalışabilirlik yoksa, aslında yenilik yapmıyoruz demektir ve bugün sahip olduğumuz video oyunlarına, sosyal deneyimlere ve İnternet altyapısına bağlı kalabiliriz. Belki de bu birlikte çalışabilirlik zorluklarının en büyüğü, tüm metaverse ekonomilerinin, varlıklarının ve para birimlerinin iş birliği yapmasını sağlamaktır.
Metaverse vizyonu birlikte çalışabilirdir ve bu nedenle platformlar arasında ödeme taşınabilirliğine ihtiyaç duyar. Bu hem değiştirilebilir hem de değiştirilemez tokenlar için geçerlidir. Başka bir deyişle, hem kullandığımız para birimlerinin (değiştirilebilir) hem de sahip olduğumuz oyun içi varlıkların (değiştirilemez / NFT’ler) Metavereler arasında çalışması gerekir.
Dolayısıyla, gerçekten birlikte çalışabilir bir Metaverse yaratmanın önündeki en büyük zorluklardan birinin ekonomi meselesi olduğunu söylemek kolaydır. Kullanıcıların farklı Metaverse platformları arasında sorunsuz bir şekilde hareket edebilmeleri için avatarları, kıyafetleri ve oyun içi öğeleri gibi dijital varlıklarını yanlarında götürebilmeleri gerekir. Bu da bu varlıkların saklanması ve aktarılması için ortak bir standart gerektirmektedir ki bu da halen geliştirilmekte olan bir konudur.
Bir diğer zorluk ise metaverse’de mal ve hizmet alım satımında kullanılabilecek ortak bir para birimine ihtiyaç duyulmasıdır. Şu anda, farklı Metaverse platformlarında kullanılan bir dizi farklı kripto para birimi ve token vardır ve bu da kullanıcıların birbirleriyle ticaret yapmasını zorlaştırabilir.
Son olarak, bir de düzenleme meselesi var. Metaverse daha popüler hale geldikçe, hükümetlerin metaverse’in kullanım şeklini düzenleyen yönetmelikler geliştirmesine ihtiyaç duyulacaktır. Metaverse farklı yetki alanlarına ve yasal sistemlere yayıldığı için bu karmaşık bir konudur.
Bu noktada metaverse’te birlikte çalışabilir ekonomilerin önündeki bazı özel zorlukları kısaca listeleyelim. Aslında her bir başlık için ayrı bir makale yazılabileceğini unutmayınız.
Haydi başlayalım:
Teknik zorluklar: Bunlar arasında dijital varlıkların depolanması ve aktarılması için ortak standartların geliştirilmesi, ortak bir para biriminin oluşturulması ve güvenli ve güvenilir ödeme sistemlerinin geliştirilmesi yer almaktadır.
Yasal zorluklar: Ayrıca ele alınması gereken bir dizi yasal zorluk da vardır. Bunlar arasında metaverse’deki işlemler için hangi yasaların geçerli olduğunun belirlenmesi, kullanıcılar arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesi ve kullanıcıların gizlilik ve güvenliğinin korunması yer almaktadır.
Ticari zorluklar: Bunlar arasında kârlı ve sürdürülebilir iş modellerinin geliştirilmesi ve kullanıcıların olumlu bir deneyim yaşamalarının sağlanması yer almaktadır.
Bu zorluklara rağmen, Metaverse’de birlikte çalışabilir ekonomiler yaratmak için çalışan bir dizi şirket ve kuruluş vardır. Bunlar arasında “Metaverse Standartları Forumu”, “Merkezi Olmayan Kimlik Vakfı” ve “Dünya Ekonomik Forumu” yer almaktadır. Bu kuruluşlar, kullanıcıların farklı metaverse platformları arasında sorunsuz bir şekilde hareket etmesini ve birbirleriyle işlem yapmasını mümkün kılacak standartlar ve protokoller geliştirmek için çalışmaktadır.
Birlikte Çalışabilir Grafikler ve Donanım
Gerçekten birlikte çalışabilir bir Metaverse oluşturmanın önündeki en büyük zorluklardan biri grafik ve donanım konusudur. Kullanıcıların farklı Metaverse platformlarında tutarlı bir deneyim yaşayabilmeleri için aynı grafik ve donanımı kullanabilmeleri gerekir. Bu bir zorluktur çünkü grafik ve donanım için bir dizi farklı standart vardır ve her platform farklı bir standart kullanabilir.
Bir başka zorluk da gerçekçi ve sürükleyici bir deneyim sağlamak için yüksek güçlü grafiklere ve donanıma ihtiyaç duyulmasıdır. Bu pahalı olabilir ve uyumlu donanım bulmak da zor olabilir.
Son olarak, bir de uyumluluk sorunu var. Kullanıcılar aynı grafik ve donanıma sahip olsalar bile, birbirleriyle uyumlu olacaklarının garantisi yoktur. Bunun nedeni, farklı platformların farklı yazılım sürücüleri ve API’leri kullanabilmesidir.
Bu zorluklara rağmen, metaverse’de birlikte çalışabilir grafikler ve donanımlar oluşturmak için çalışan bir dizi şirket ve kuruluş var. Bunlar arasında Khronos Group, OpenXR konsorsiyumu ve “Metaverse Standartları Forumu” bulunmaktadır. Bu kuruluşlar, kullanıcıların farklı Metaverse platformları arasında sorunsuz bir şekilde hareket etmesini ve aynı düzeyde sürükleyicilik ve gerçekçilik deneyimini yaşamasını mümkün kılacak standartlar ve protokoller geliştirmek için çalışmaktadır.
Metaverse’ı̇n Mezo ve Mikro Boyutta Geleceğı̇: Negatı̇f Ve Pozı̇tı̇f Anlatılar
Metaverse, 2023’te (hala) sıcak bir tartışma konusu, birçok insan potansiyeli hakkında heyecanlı ve diğerleri olumsuz etkileri konusunda endişeli. Ne düşüneceğinizi özgürce seçebilmeniz için size her ikisinin de fikirlerini vereyim.
Metaverse’e ilişkin olumlu anlatılar:
Metaverse savunucuları, metaverse’in yaşama, çalışma ve oyun oynama biçimlerimizde devrim yaratma potansiyeline sahip olduğunu savunmaktadır. Bu arkadaşlar (ki bunlara ben de an ve an dahilim) sıklıkla metaverse’in aşağıdakiler gibi birçok potansiyel faydasına işaret ediyorlar:
– Artan sosyal etkileşim: Metaverse, insanların fiziksel konumlarından bağımsız olarak birbirleriyle daha anlamlı şekillerde bağlantı kurmalarını sağlayabilir.
– Geliştirilmiş eğitim: Metaverse, sürükleyici ve etkileşimli öğrenme deneyimleri yaratmak için kullanılabilir.
– Gelişmiş sağlık hizmetleri: Metaverse uzaktan tıbbi bakım sağlamak veya tıp uzmanlarını eğitmek için kullanılabilir.
– Yeni eğlence biçimleri: Metaverse, sanal gerçeklik oyunları veya konserler gibi yeni eğlence biçimleri yaratmak için kullanılabilir.
– Artan üretkenlik: Metaverse, insanların iş birliği yapabilecekleri ve birlikte daha verimli çalışabilecekleri sanal çalışma alanları yaratmak için kullanılabilir.
Metaverse ilişkin olumsuz anlatılar
Metaverse’i eleştirenler, ki ben bu grubun içerisinde kendimi daha rahat ifade edebiliyorum; bunun bir dizi olumsuz etkisi olabileceğini savunmakta, örneğin:
– Artan izolasyon: Metaverse insanların gerçek dünyadan daha fazla izole olmasına yol açabilir. Hatta yoğun şekilde açacaktır.
– Bağımlılık: Metaverse özellikle gençler için bağımlılık yaratabilir. Ama diğer yaş gruplarını da es geçmemek gerekir.
– Gizlilik endişeleri: Metaverse kullanıcılar hakkında çok fazla veri toplayabilir ve bu veriler kullanıcıları takip etmek veya reklamlarla hedeflemek için kullanılabilir. Ki zaten muhtemelen ortak çalışma komiteleri çok tan bazı etki grupları tarafından ele geçirilmiş durumdadır. Saf olmayalım…
– Güvenlik endişeleri: Metaverse bilgisayar korsanlığı ve diğer siber suç türlerine karşı savunmasız olabilir. Bugün bile çok fazla sayışa ve çeşitte suça ev sahipliği yapabilecek potansiyeli barındırıyor.
– Çevresel etki: Çalıştırmak için çok fazla bilgi işlem gücü ve enerji gerektireceğinden Metaverse önemli bir çevresel etkiye sahip olabilir. Şu anda kullandığımız enerji türleri canavar işlemciler ve ekran kartlarının kullanımının yaygınlaşmasıyla tahmin edilemez ölçekte çevre felaketleri yaratabilir.
Sonuç Yerine
Metaverse yeni ve gelişmekte olan bir teknolojidir, bu nedenle geleceğinin ne olacağını kesin olarak söylemek zor. Ancak, Metaverse’in toplumda hem olumlu hem de olumsuz bir güç olma potansiyeline sahip olduğu açıktır. Metaverse’in hem potansiyel faydalarının hem de risklerinin farkında olmak önemlidir, böylece onu nasıl geliştireceğimiz ve kullanacağımız konusunda bilinçli kararlar verebiliriz.
Son olarak özellikle üzerinde durmak istediğim nokta ise egemenlik hakları konusundaki sınırsızlıklar olacak. Metaverse, devletlerin egemenlik haklarını etkileyecek ve hatta ihlal edecek birçok potansiyel riski beraberinde getirmektedir.
Mesela:
Sınırların aşılması: Metaverse, kullanıcıların fiziksel sınırlardan bağımsız olarak birbirleriyle etkileşime girmesine olanak tanır. Bu, devletlerin kullanıcıların davranışlarını izleme ve düzenleme kabiliyetini zorlaştırabilir. (Neden devletin böyle bir hakkı olsun diye sorduğunuzu duyar gibiyim…)
Yeni suç türleri: Metaverse, yeni suç türlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Örneğin, kullanıcılar Metaverse’de sahte kimlikler oluşturabilir, dolandırıcılık yapabilir veya yasadışı içerik dağıtabilir.
Terörizm: Teröristler, Metaverse’yi propaganda yaymak, para toplamak veya saldırılar planlamak için kullanabilirler.
Cinsel istismar: Metaverse, çocuk cinsel istismarı gibi yeni türdeki cinsel istismarların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Dijital ayrımcılık: Metaverse, dijital altyapıya erişimi olmayan veya uygun donanıma sahip olmayan kişileri dışlayabilir.
Bu riskler, devletlerin metaverse’yi düzenlemek ve egemenlik haklarını korumak için adımlar atması gerektiğini göstermektedir. Bu adımlar, metaverse’nin güvenli ve yasal bir ortam olmasını sağlamak için gereklidir.
Metaverse’nin devletlerin egemenlik haklarını nasıl etkileyebileceğine dair bazı spesifik örnekler vereyim ki kafalarda ekstra “devletlerin faşizmini mi destekliyorsun?” algısı oluşmasın.
Mesela bir devlet, metaverse’de işlenen bir suçu soruşturmak veya bir suçluyu tutuklamak isterse, bunu fiziksel dünyadaki gibi kolayca yapamayabilir. Bu, devletin egemenlik haklarını ihlal edebilir.
Bir devlet, metaverse’de yasa dışı içerik dağıtan bir web sitesini engellemek isterse, bunu fiziksel dünyadaki gibi kolayca yapamayabilir. Bu, devletin egemenlik haklarını ihlal edebilir.
Özellikle bazı etki grupları Metaverse kaynak kodlarını ellerinde tuttukları için 5. Kol faaliyetlerini rahatlıkla bu alan içerisinden yönetebilir.
Ya da bir devlet, Metaverse’de propaganda yayan bir terörist grubu engellemek isterse, bunu fiziksel dünyadaki gibi kolayca yapamayabilir. Bu, devletin egemenlik haklarını ihlal edebilir. Düşünsenize uyuşturucu kartelleri Metaverse içerisinde kurtarılmış bölgeler kuruyor. Mesela yani…
Peki ya dijital siyasal partiler kurulursa ve bu küresel siyasal partiler dijital devletlere dönüşür; hatta vatandaşlık dağıtmaya başlarsa bazı devletler bu işi destekleyebilir mi? Benim aklıma gelen araçsallaşmış birkaç devler var. Sizin aklınıza gelenler var mı?
Not: Kısaca şirketler, devletler ve STK’lar bu noktada ekstra dikkatli olmalıdır. Bu dikkatin özel nedenini bu makaleyi bu noktaya kadar okuyarak dikkat gösteren ticaret profesyonellerinin, siyasetçilerin ve STK yetkililerinin bana özelden sormasını tercih ederim. Bazı özel fikirler ve bilgiler yayınlanamayacak kadar hassas olabiliyor.
Bu konu daha çok su götürür ama sanırım konunun temel noktalarından bahsedebildik.
Bakalım bu dijital paradigmanın tahmini olarak olgunlaşacağı yıl olarak öngörülen 2030’a kadar neler deneyimleyeceğiz?